Uzmanı uyardı! Güneşe maruz kalmak fotoyaşlanma riskini artırıyor

Yayın Tarihi: 05 Temmuz 2025 Cumartesi 14:33:00

Güncelleme Tarihi: 05 Temmuz 2025 Cumartesi 14:33:00

Yaz aylarında güneşe uzun süreli maruz kalmanın lekeler, kırışıklıklar ve elastikiyet kaybına neden olarak fotoyaşlanma sürecini hızlandırdığını belirten uzmanlar, yaşlanma etkilerinden korunmak için yıl boyunca güneş koruyucu kullanılması, özellikle açık tenli bireylerin daha dikkatli olması gerektiği konusunda uyardı.

Güneşten gelen UVA ve UVB ışınlarının ciltte yol açtığı güneşe bağlı yaşlanma belirtilerini tanımlamak için kullanılan fotoyaşlanmayla ilgili uzmanlar, değerlendirmede bulundu.

Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, güneş ışınlarından en iyi korunma şeklinin şapka, gözlük ve uzun kollu, paçalı giysiler tercih etmek olduğunu kaydetti.

Öğle saatlerinde güneşe çıkmamanın da önemine değinen Kutlubay, "Öğle saatlerinde mümkün olduğu kadar güneşe çıkmamak, saat 10.00 ila 16.00-17.00 arasındaki sürede güneşe çıkmamak gerekiyor. İlla güneşe çıkacaksak da en az 15 faktörlü bir güneş koruyucu sürerek güneşe çıkmak aslında ideali fakat güneş koruyucuların üzerinde değişik rakamlar vardır; 30, 50 gibi. Özellikle 15 ve yukarısı yeterli miktarda bizi güneşten koruyor. 10-15 faktör güneş kremi güneşten yüzde 95, 30 faktör güneş kremi yüzde 97 koruyor. 50 ve 50 artı yazanlar da yüzde 99 koruyor. Yani sanıldığı gibi 15'ten 50'ye çıkınca koruma faktörü 3-5 kat korumuyor." bilgisini paylaştı.

AÇIK TENLİ OLANLAR DAHA RİSKLİ GRUPTA

Deri kanserlerinin yüzde 90'ının ultraviyole ışınları olduğunu belirten Kutlubay, "Özellikle 18-20 yaşına kadar bir kişi, hayatı boyunca alacağı güneş ışığının yüzde 80'ini aslında bu dönemde alıyor. Dolayısıyla bebekleri, çocukları ve gençleri güneşten korumak çok çok önemli. Özellikle bebeklikte ve çocuklukta ortaya çıkan kabarcıklı güneş yanıkları ya da güneşe çok aşırı maruz kalma ileride gelişebilecek deri kanserlerini etkiliyor." diye konuştu.

Kutlubay, güneşin vücuda etkilerine ilişkin şunları kaydetti:

"Deri kanserlerinin gelişiminde özellikle güneş ışınlarının zaman içerisinde deride birikerek oluşturduğu etki var. Güneş ışığının tek zararı kanser değil, güneş katarakt, leke, fotoyaşlanma yapabiliyor, bağışıklık sistemini zayıflatabiliyor. Fotoyaşlanma dediğimiz olay şu. Özellikle UVA fraksiyonu deride zaman içerisinde kirli, kaba görüntü, kıvrıntı, kırışıklık ya da leke meydana getirebiliyor. Güneşe maruz kalan kişilerin yüzlerinde güneş gören alanlarda böyle kahverengimsi lekeler meydana gelir. Özellikle hassas bireylerde bunu daha çok görürüz. Açık tenli, renkli gözlü, çilli olan, kızıl saçlı, vücudunda çok fazla sayıda beni olan ya da ailesinde ya da kendisinde deri kanseri ihtiyacı olan kişiler bu açıdan daha riskli gruptadır. Onların daha iyi güneşten korunması şart."

Kutlubay, güneşin lekeler üzerindeki etkilerine ilişkin ise şu bilgileri verdi:

"Birincisi, hassas bireylerde ya da hormonal yatkınlığı olan kişilerde, özellikle mesela kadınlarda alında, yanaklarda ya da yüz bölgesinde böyle önce hafif kahverengi bir pigment birikimine bağlı leke meydana getiriyor. Zaman içerisinde siz güneşten korunmazsanız leke gittikçe oturmaya başlıyor ve damgalanmış gibi bir görüntü arz edebiliyor. İkincisi de güneş, mevcut benlerin sayısını, çapını, rengini artırabiliyor, değiştirebiliyor ya da yeni benlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Yahut da mevcut benleri ileride deri kanserine doğru değiştirebiliyor. O açıdan güneş bu açıdan risklidir. Uygun şekilde korunma şarttır."

İnsan vücudunun güneşe de ihtiyacı olduğunu hatırlatan Kutlubay, tamamen güneşten korunmak diye bir şey olmadığını, açık tenli ve hassas ciltlilerin biraz daha dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.