Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "terör" açıklaması: Bitirmenin arifesindeyiz

Yayın Tarihi: 22 Mayıs 2025 Perşembe 14:46:00

Güncelleme Tarihi: 22 Mayıs 2025 Perşembe 14:46:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye şu anda tarihinin en istikrarlı, güçlü zamanlarını yaşıyor. Tam bir birliktelik ruhuyla terörü bitirmenin arifesindeyiz. Enflasyona karşı topyekun mücadeleyi başarıyla yürütüyoruz. Dış politikada hamdolsun yıldızımız giderek parlıyor. Cumhur İttifakı olarak birilerinin keyfi için bunların zarar görmesine müsaade etmeyiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Zirvesi'ne katılmasının ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın ev sahipliğinde düzenlenen zirvede yaptığı temasların faydalı ve verimli geçtiğini belirten Erdoğan, "Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde ilk defa bir zirve, gözlemci ülkede tertip edilmiş oldu. Macaristan Başbakanı Sayın Orban'a fevkalade ev sahipliği ve başarılı organizasyonu nedeniyle teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE'NİN ÜLKEMİZİ NASIL ŞAHA KALDIRACAĞINI BİLİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü PKK'nın silah bırakması için tarihin netleşip netleşmediği, "Terörsüz Türkiye" sürecinde nasıl bir yol haritası izleneceği ve sürece ilişkin duygularının sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Bu sorun ortaya çıktığında doğan bebekler bugün 40 yaşın üzerinde. Birkaç nesil bu sorunun içine doğdu ve uzun yıllar boyunca çözümsüz kaldı. Biz ilk andan itibaren samimiyetle, çözüm perspektifi ile meseleye yaklaştık. Çünkü Terörsüz Türkiye'nin ülkemizi nasıl şaha kaldıracağını biliyoruz. Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras Terörsüz Türkiye olacak. Yıllarca süren acıların, kayıpların ve mücadelelerin ardından bu noktaya gelmek, gerçekten umut verici. Şehit cenazelerinde hissettiğim tarifsiz acıların, yüreklerimizi dağlayan terör eylemlerinin gölgesinde, bugün bu başarıyı görmek benim için tarifsiz bir gurur kaynağı. Terörle mücadelenin kahramanları, güvenlik güçlerimizle gurur duyuyorum, şehit ailelerimizin metanetleriyle iftihar ediyorum. Her bir acının, her bir kaybın ardında güçlü bir dayanışma, sabır, dirayet ve kararlılık yatıyor. Diyarbakır Anneleri'ni bir kenara koyamayız. Diyarbakır Annelerini ihmal edemeyiz.

Diyarbakır Anneleri'nin artık gözü yaşlı değil, onlar da artık mutluluğu tatsınlar, yaşasınlar istiyoruz. Yakında anneler evlatlarıyla kucaklaşacaklar. Bu müjdeleri de alacağımıza inanıyorum. Bu konuları rahmetli Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ziyaretimize geldikleri zaman kendileriyle görüşmüştük. Milli İstihbarat Teşkilatımız, diğer kurumlarımızla işbirliği içinde, Terörsüz Türkiye ile ilgili çalışmaları kontrollü bir şekilde devam ettiriyor. Başbakanlığım döneminde ben silahların gömülmesinden bahsetmiştim. Şimdi gelinen noktada bu ifade silahların bırakılmasına ve teslimine döndü. Bu adımlar atıldığında şehitlerimiz de inşallah huzura kavuşur. Diğer taraftan, silah vesayetinden kurtuldukça DEM Parti de siyasi mücadelesini çok daha farklı bir şekilde sürdürme fırsatını yakalıyor. Meclis'te 50'nin üzerinde milletvekilleri bulunuyor. Siyaseti çok daha güçlü bir şekilde sürdürebilmesi DEM'e yeni avantajlar sağlayacaktır. DEM'in de yeni dönemde farkını ortaya koyması hem kendi tabanları için hem ülkemiz için hayırlı olacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin neden yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır? Siz 1924 Anayasası'ndan 101 yıl sonra Türkiye'nin ikinci sivil anayasasını yapmak için Meclis'te ve toplumda bir mutabakat olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna, "Türkiye değişiyor, dünya değişiyor. Yeni bir çağda yaşıyoruz, daha yeni bir çağa doğru ilerliyoruz. Bu kadar hızlı değişen dünyada, eski Türkiye'nin üstelik de darbenin şartlarında hazırlanmış, ne kadar değişiklik yapılırsa yapılsın darbeci zihniyetin satırlarında gezindiği bir anayasa ile bir yere varmak mümkün müdür? Darbecilerin yazdığı anayasa ile toplumu birleştirmenin ne kadar zor olduğunu 40 yıldır yaşayarak görmüyor muyuz? Bugün yaşadığımız birçok sorunun temelinde darbe anayasasının olduğunu bilmeyen var mı?" yanıtını verdi.

Siyasi hayatı boyunca Türkiye'nin sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getirdiğini, bugün de aynı noktada olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Artık darbecilerin yazdığı, darbecilerin ortaya koyduğu bir anayasayla Türkiye geleceğe yürüyemez. Artık darbecilerin değil, sivillerin ortaya koyduğu bir anayasaya ihtiyacımız var. Bunun için de AK Parti olarak biz bir çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili bazı arkadaşlarımıza görevler de verdik. Bütün mesele, acaba Cumhuriyet Halk Partisi de bizlerle ortak, müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu. Diyoruz ki gelin el ele verelim. Komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım ve milletimize takdim edelim. Hem milli olsun hem yerli olsun. Böyle bir anayasayı inşallah Türkiye görsün, yaşasın. Olmaması için hiçbir sebep yok."

"PKK'NIN SİLAH BIRAKMA VE FESİH SÜRECİ ÖRGÜTÜN SURİYE KOLUNU DA KAPSAMAKTA"

"ABD Başkanı Donald Trump ile Körfez turunun ilk ayağı olan Riyad'da çevrim içi görüşme yaptınız. Sonrasında da Suriye ile ilgili yaptırımların kaldırılması kararı çıktı. Burada Donald Trump size atıfta bulunmuştu. Avrupa Birliği de peşi sıra aynı yolu izleyeceğini duyurdu. Bir de YPG meselesi var, terörle bağlantı ve silah bırakmayla ilgili Suriye yönetimiyle yapılan bir anlaşma var. Son zamanlarda MİT Başkanının Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile temaslarının arttığını görüyoruz. Suriye ayağında bir sıkıntı var mı?" sorusuna karşılık Erdoğan, Trump'la telefon görüşmelerinde çok odaklı olarak Suriye'deki yaptırımların kaldırılması konusuna değindiklerini vurguladı.

Daha sonra Trump'ın Riyad'a gittiğinde, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara'nın oraya gelmesinin söz konusu olduğunu dile getiren Erdoğan, oradaki toplantıya çevrim içi katıldığını, oluşturulan vizyonun dışişleri bakanlarının yaptıkları görüşmeler neticesinde hayata geçirildiğini aktardı.

Erdoğan, ABD'nin deklarasyonundan sonra Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi'nin de bir karar aldığını anımsatarak, "Onlar da yaptırımlarını kaldırdıklarını ilan ettiler. Bunlar, Suriye'nin bölgede istikrara kavuşması için fevkalade önemli adımlar. Yürüttüğümüz yapıcı diplomasinin, çok katmanlı diplomasinin nasıl sonuç ürettiğini de gösteriyor. Riyad Zirvesi, ülkemizin bu tür kritik süreçlerde ne denli katkısı aranan bir aktör olduğunu bir kez daha göstermiştir." dedi.

YPG konusunun birkaç bileşeninin bulunduğunu, bunlardan birinin YPG'nin uzun zamandır elinde tuttuğu DEAŞ tutukluları meselesi olduğunu anlatan Erdoğan, Amerikalılarla, Suriye yönetimiyle ve Irak yönetimiyle oluşturulan bir komite olduğunu, bunlarla bir araya gelerek, "DEAŞ'lı tutuklular ve kampta yaşayan siviller, özellikle kadın ve çocuklara ne olacak?" konusunun ele alındığını bildirdi.

Onlarla ilgili ayrıntılı bir çalışmanın devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Diğer taraftan bir başka konu da YPG, Türkiye'de yapılan çağrıya mı cevap verecek? Yoksa Şam'da yapılan 8 Mart mutabakatına mı sadık kalacak? Yoksa her ikisini beraber mi yapacak? PKK'nın silah bırakma ve fesih süreci örgütün Suriye kolunu da kapsamaktadır. 8 Mart'taki mutabakatın Ankara'dan gelen çağrıyla, İran'dan gelen çağrıyla daha çok desteklendiğini düşünüyoruz. Onlar da şu anda böyle bir geçiş ve arayış içerisindeler. Önümüzdeki günlerin çok kritik olduğunu değerlendiriyoruz. İlgili kurumlarımız muhataplarıyla bütün silahlı grupların Suriye ordusuna dahil olma sürecini izliyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Özellikle YPG ile ilgili konuyu çok ama çok yakından takip ediyoruz. Şam yönetiminin bu konudan dikkatini ayırmaması önemli" ifadesini kullanan Erdoğan, "Çünkü şu anda konuşmaları gereken çok konu var. Onları bu konuya odaklandırmaya çalışıyoruz. Kamplar meselesinde Irak'ın odaklanması lazım. Özellikle El Hol kampındaki kadın ve çocukların büyük çoğunluğu Irak ve Suriye'ye ait. Onlar kendilerine düşeni almalılar. Bunlar çözüldükçe YPG'nin önemi azalacak ve entegrasyonu daha kolay olacak." görüşünü paylaştı.

"TÜRKİYE'Yİ BÖYLE BİR BADİRENİN İÇERİSİNE SOKMAYIZ"

"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'in 'Meclis'te boş sandalye sayısının 30'a yaklaşması durumunda anayasal çerçevede ara seçim kaçınılmaz olur' şeklindeki bir çıkışı vardı. Her ne kadar kendileri 'milletvekillerini istifa ettirme planımız yok' dese de bu açıklama sizce erken seçim tartışmalarını yeniden alevlendirdi mi? Siz bu çıkışı nasıl değerlendirirsiniz? Aynı zamanda muhalefetin Meclis üzerinden bir erken seçim stratejisi geliştirmesi sizce ne kadar doğru? Bu hamlenin siyasi bir karşılığı olur mu?" sorusu üzerine Erdoğan, CHP'nin, milletin verdiği ödevi yerine getirmek gibi bir niyetinin hiç olmadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Her seçim sonrası, onlar açısından bakarsak her yenilgi sonrası, aradan bir zaman geçtikten sonra erken seçim borazanını öttürmeye başlıyorlar. Fakat CHP budur. Hatırlayın, CHP'nin erken seçim olayı yeni bir tez değil. Yatıyorlar kalkıyorlar 'erken seçim' diyorlar. Yani erken seçim olduğu zaman ne olacak? Bunlar iktidara mı gelecekler? Şu anda elindeki boş veya dolu sandalye sana yeter. Tepe tepe kullan. Erken seçim hesaplarıyla heba ettikleri vakitleri, millete hizmete harcasalar, belki milletin gönlüne girebilmenin bir yolunu bulabilirler. Kaldı ki Özgür Bey'in anlattığı erken seçim değil başka bir konu. Buna erken seçim denmez. Buna ara seçim denir. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir. Dahası şu anda TBMM'deki tabloya bakıldığında ara seçimi gerektiren bir durum da yoktur. Millet, bundan 2 sene önce vekilleri 5 yıl görev yapsınlar diye Meclis'e göndermiştir. Diğer yandan Sayın Özel'in anladığı manada erken seçimi bugüne kadar çok dillendirdiler. Türkiye'yi böyle bir badirenin içerisine sokmayız, sokamayız, buna gerek de yok. Türkiye şu anda tarihinin en istikrarlı, güçlü zamanlarını yaşıyor. Tam bir birliktelik ruhuyla terörü bitirmenin arifesindeyiz. Enflasyona karşı topyekun mücadeleyi başarıyla yürütüyoruz. Dış politikada hamdolsun yıldızımız giderek parlıyor. Cumhur İttifakı olarak birilerinin keyfi için bunların zarar görmesine müsaade etmeyiz."

Erdoğan'a ABD'de yayın yapan Newsweek dergisindeki "Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyanın en güçlü adamlarından biri ve Trump'ın müttefiki" başlıklı makalede yer alan "Erdoğan birçok cephede kilit aktör, küresel diplomasideki güçlü adımlarıyla küresel bir lidere dönüştü. Trump, Türkiye'ye muhtaç" yazısı hatırlatılarak, "Bu makalenin yayımlandığı gün, CHP lideri Özgür Özel'in de size yönelik bir açıklaması oldu. Özel sizin için 'yerel diktatör' dedi. Hem bu Newsweek'in makalesini hem de Özel'in açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu yöneltildi.

Türkiye'nin güçlendiğini, güçlendikçe de etkinliğinin arttığını belirten Erdoğan, bu değerlendirmelerin Türkiye'nin uluslararası arenadaki stratejik önemini ortaya koyduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Gelinen nokta, kuşkusuz siyasetteki istikrarın neticesi. 23 yılda ülkemizin ekonomi, siyaset, dış politika, ulaşım ve sağlık gibi alanlarda nereden nereye geldiğini hepimiz görüyoruz. Biz Türkiye'yi güçlendirmeye devam edeceğiz. İleriye doğru attığımız her adım ülkemizin de bizim de sözümüzü kuvvetlendiriyor. Sadece Sayın Trump ile değil birçok liderle iyi ilişkiler kurduk. Belki bir Amerika seyahatim olabilir. Sayın Trump'la yüz yüze görüşmemizi orada yapma şansımız olur diye düşünüyorum. Türkiye-Amerika ilişkileri birilerinin zannettiği gibi önemsiz değildir. Sayın Trump'ın Türkiye'ye bakışı çok olumlu. Bizim onlara bakışımız da aynı şekilde. Karşılıklı saygı ve samimiyete dayalı güçlü bir ilişkimiz var. Diğer konuya gelince biz bunları nazarıdikkate almıyoruz, çünkü milletimiz, kimin ne yaptığını ve kimin ne söylediğini çok iyi biliyor."