Çocuğunuzun omuz veya kalçasında fark var mı? Skolyoz habercisi olabilir!

Yayın Tarihi: 12 Eylül 2025 Cuma 15:24:00

Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2025 Cuma 15:24:00

Skolyoz, çocukluk döneminde erken teşhis edildiğinde genellikle ameliyatsız yöntemlerle kontrol altına alınabiliyor. Omuz, kürek kemiği veya kalçalardaki simetri farklılıkları, hastalığın ilk belirtileri arasında yer alıyor. Özellikle 10-18 yaş aralığında uygulanan SCHROTH gibi kişiye özel egzersiz programları, omurga kaslarını güçlendirerek skolyozun ilerlemesini önleyebiliyor. Erken tanı ve düzenli uzman takibi, birçok durumda cerrahi müdahale gerekliliğini ortadan kaldırıyor.

Çocuğun bir omuzunun diğerinden daha yüksek durması, kürek kemiklerinden birinin çıkıntılı görünmesi, kalçaların simetrik olmaması skolyoz habercisi olabilir. Hastalık erken teşhis edildiği ve gerekli tedaviler zamanında uygulandığında, ameliyata gerek kalmadan geçiyor.

Çocukların omurga yapısındaki sorunların erken teşhisi, yetişkinlik dönemlerindeki sağlıklarını da etkileyeceği için öğretmen ve ebeveynlerin işbirliği yapmasını gerektiriyor. Skolyozun (omurga eğriliği) basit bir duruş bozukluğu olmadığını belirten Fizyoterapist Doğuş Deste, "Doğru yönlendirme olmadan ve uzman denetiminde, gözetiminde yapılmayan hareketler, eğriliği artırabilir ve kalıcı hasara yol açabilir. Bu nedenle her hasta mutlaka bir uzman eşliğinde tedaviye başlamalıdır" diyor. Çocukluk çağında başlayan ve yetişkinlik döneminde de etkilerini gösteren skolyozun ciddi bir sağlık sorunu olduğuna değinen Fizyoterapist Doğuş Deste, eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla birlikte, okullarda yapılacak taramalar ve sonrasında düzenli kontrollerle ailelerin de sürece katılmasının önemine dikkati çekti. Deste, ailelerin dikkatli bir gözlemle skolyozun erken belirtilerini saptamalarının ve sonrasında uzman kontrolünde tedaviye devam edilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

BELİRTİLERİNİ MUTLAKA ÖĞRENİN

Fizyoterapist Doğuş Deste, skolyozun erken teşhisinde öğretmen ve aile işbirliğinin çok önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: "Çocuğun bir omuzunun diğerinden daha yüksek durması, kürek kemiklerinden birinin çıkıntılı görünmesi, kalçaların simetrik olmaması ya da bir bacağın diğerinden kısa görünmesi skolyozun habercisi olabilir. Bu nedenle ailelerin dikkatinin dışında okullarda yapılacak sağlık taramaları da daha fazla çocuğun tanı almasını, erken dönemde, skolyoz ilerlemeden tedavi görebilmesini sağlıyor." Erken tanı konulan skolyoz vakalarının yüzde 90'ı cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedavi edilebiliyor.

KİŞİYE ÖZEL EGZERSİZ

Eğer skolyoz erken evrede tespit edilip uygun tedaviler uygulanırsa omurgadaki eğriliğin ilerlemesi durdurulabiliyor. Hastaya uygun tedavi verilmediğinde ise eğrilik ilerliyor. Skolyoz özellikle 10-18 yaş arasında görülüyor. Tedavide son yıllarda öne çıkan yöntemlerden biri, kişiye özel egzersiz programlarıdır. "SCHROTH" yöntemi, bunların en önemlisidir. Bu yöntemde üç boyutlu egzersiz teknikleri, çocuklarda ve erişkinlerde omurga kaslarını güçlendirerek eğriliğin ilerlemesini durdurabiliyor. Düzenli fizyoterapi ve doğru postür alışkanlıklarıyla, birçok hastada ameliyat ihtiyacı ortadan kalkıyor.

ŞİDDETLİ AĞRI YAPAR

Eğer skolyoz çocukluk döneminde tedavi edilemediyse, erişkinlik döneminde de ağrı ve duruş bozukluklarına yol açabiliyor. Fizyoterapist Doğuş Deste, "Oturarak uzun saatler masa başında çalışmak bu sorunu yaşayan bireylerin hayatını zorlaştırdığı gibi, fiziksel aktivitelerde kısıtlılığa, günlük hayatta ağrılar içinde yaşamaya da neden oluyor. Erişkin hastalarda da fizik tedavi, kişiye özel düzenlenmiş fiziksel egzersizler ve manuel terapi yöntemleri sayesinde ağrı kontrol altına alınarak, hayat kalitesinin yükseltilmesi hedefleniyor" dedi.

FİZYOTERAPİST SEÇERKEN DİKKAT

Skolyozda her hastanın omurgasındaki sorunlar aynı değildir. Kontrolsüz yapılan egzersizler omurgaya yarardan çok zarar da verebilir. Tedavinin mutlaka hekim ve fizyoterapistlerin uzmanlığı, bilgisi dahilinde, kişiye ve hastalığına özel hazırlanmış yöntemlerle düzenlenmesi gerekiyor. Sonuç olarak skolyozda başarı, erken tanı, düzenli takip ve uygun tedavi ile mümkündür.